Beautiful (Türkçe Çeviri)
Lately I've been hard to reach
Son zamanlarda ulaşmak için çok serttim
I've been too long on my own
Kendi başıma çok fazla kaldım
Everybody has a private world where they can be alone
Herkesin birbirinden uzak yalnız kalabildikleri bir dünyası vardır
Are you calling me?
Bana mı sesleniyorsun?
Are you trying to get through?
Bana mı ulaşmaya çalışıyorsun?
Are you reaching out for me
Bana uzanmaya mı çalışıyorsun ?
I'm reaching out for you?
Sanamı uzanıyorum ?
I'm just so fucking depressed, I just can seem to get out this slump
Çok fena halde depresyondayım, sadece ondan çıkmış gibi görünebilirim
If I could just get over this hump but I need something to pull me out this dump
Keşke bu can sıkıntısının üstesinden gelebilseydim, ama beni bu çöplükten çekecek birşeye ihtiyacım var
I took my bruises, took my lumps fell down and I got right back up
Yara-bere haldeydim, göğsümü geriyordum
But I need that spark to get psyched back up in order for me to pick the mic back up
Ama mikrofonumu almam için bu coşkulu ateşlemeye ihtiyacım var
I don't know how or why or when I ended up in this position I'm in
"Nasıl", "Niye" ya da "Ne zaman" içinde olduğum durumu sonlandıracağımı bilmiyorum
I'm starting to feel distant again so I decided just to pick this pen
Yeniden mesafeli hissetmeye başlıyorum, böylece sadece bu kalemi almaya karar verdim
Up and try to make an attempt to vent but I just can't admit
Öfkemi dışa vurmak için birşeyler karalıyorum fakat bu durumu kabul edemem, yada uğraşamam
Or come to grips with the fact that I may be done with rap ineed a new outlet
Gerçek şudur ki Rap ile işim bitmiştir, yeni bi kaçış yerine ihtiyacım var
I know some shit's so hard to swallow
Bazı bokları yutkunmanın çok zor olduğunu biliyorum
And I just can't sit back and wallow
Fakat geri planda duramam ve kendi kederimde acı çekemem
In my own sorrow but I know one fact, I'll be one tough act to follow
Oysa bi gerçek biliyorum ki: takip edilmesi zor olan gibi davranacağım
One tough act to follow
"Takip edilmesi zor olan"
I'll be one tough act to follow
"Takip edilmesi zor olan gibi davranacağım"
Here today, gone tomorrow
Bugün buradayım, yarın ölebilirim(gidebilirim)
But you have to walk a thousand miles
Oysa binlerce mil yürümek zorundasınız
In my shoes, just to see
Benim yerimde olsaydınız,
What it's like, to be me
Ben gibi olmanın ne olduğunu görürsünüz
I'll be you, let's trade shoes
Ben de siz olacağım, hadi yerlerimizi değiştirelim
Just to see what it'd be like to
Sadece yer değiştirmenin ne olduğunu görmek için
Feel your pain, you feel mine
Ben senin acını hissedeyim, sen benimkini
Go inside each other's mind
Birbirimizin aklına girelim
Just to see what we find
Bir bakalım ne bulacağız
Look at shit through each other's eyes
Bu boka birbirimizin gözlerinden bakalım
But don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Ancak, güzel olmadığını söylemelerine izin vermeyin
They can all get fucked just stay true to you so oh oh
Hepsi siktir edilebilir, sadece kendin ol
So don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Öyleyse güzel olmadığını söylemelerine izin verme, ah oh.
They can all get fucked just stay true to you so oh oh
Hepsi siktir edilebilir, sadece kendin ol
I think I'm starting to lose my sense of humor
Sanırım espri anlayışımı kaybetmeye başlıyorum.
Everything is so tense and gloom
Her şey çok gergin ve hüzünlü geliyordu
I almost feel like I gotta check the temperature in the room just as soon
Adeta odaya girdiğimde, sıcaklığı kontrol etmek zorundaymış gibi hissediyorum
As I walk in it's like all eyes on me so I try to avoid any eye contact
Bu da hani tüm gözler üzerimdeymiş gibi, böylece herhangi bir göz temasından kaçınıyorum
'Cause if I do that then it opens a door for conversation like I want that
Çünkü eğer bunu yaparsam, bi diyalog açılıyor sanki ben istiyormuşum gibi
I'm not looking for extra attention I just want to be just like you
Fazladan ilgi istemiyorum tıpkı senin gibi olmak istiyorum
Blend in with the rest of the room
Odanın geri kalanı ile kaynaşmak istiyorum
Maybe just point me to the closest restroom
Belki bana en yakın tuvaleti işaret ediyorlardır
I don't need no fucking man servant trying to follow me around and wipe my ass
Kahrolası bi erkek uşağa ihtiyacım yok; çevremde beni takip etmeye çalışan ve kıçımı silen
Laugh at every single joke I crack and half of them ain't even funny like
Her yaptığım şakaya yarısı komik değilken bile yarılarak gülen
"Ah! Marshall, you're so funny man, you should be a comedian, god damn!"
Oo Marshall! Sen ne komiksin böyle, komedyen olmalıymışsın, lanet olsun.
Unfortunately I am, but I just hide behind the tears of a clown
Ne yazık ki öyleyim, ama sadece bir palyaçonun gözyaşlarının arkasına saklanıyorum
So why don't you all sit down?
Bu yüzden neden oturmuyorsunuz?
Listen to the tale I'm about to tell
Anlatmak üzere olduğum hikayeyi dinleyin
Hell, we don't gotta trade our shoes
Lanet, ayakkabıları değişmeue gerek yok
And you ain't gotta walk no thousand miles
Ve sende binlerce mil yürümek zorunda değilsin
In my shoes, just to see
Benim yerimde olsaydınız,
What it's like, to be me
Ben gibi olmanın ne olduğunu görürsünüz
I'll be you, let's trade shoes
Ben de siz olacağım, hadi yerlerimizi değiştirelim
Just to see what it'd be like to
Sadece yer değiştirmenin ne olduğunu görmek için
Feel your pain, you feel mine
Ben senin acını hissedeyim, sen benimkini
Go inside each other's minds
Birbirimizin akıllarına girelim
Just to see what we find
Bir bakalım ne bulacağız
Look at shit through each other's eyes
Bu boka birbirimizin gözlerinden bakalım
But don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Ancak, güzel olmadığını söylemelerine izin vermeyin
They can all get fucked just stay true to you so oh oh
Hepsi siktir edilebilir, sadece kendin ol
So don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Öyleyse güzel olmadığını söylemelerine izin verme, ah oh.
They can all get fucked just stay true to you so oh oh
Hepsi siktir edilebilir, sadece kendin ol
Nobody asked for life to deal us with these bullshit hands we're dealt
Hiçkimse "hayatımız" için bizle anlaşmayı dilemedi,
We have to take these cards ourselves and flip them, don't expect no help
Bu kartlara(hayata) kendimiz sahip olmalıyız ve kağıtları ters çevirin, hiç yardım beklemeyin
Now I could have either just sat on my ass and pissed and moaned
Şimdi kıçımın üzerine oturacağım, sinirli ve şikayetçi olacağım
Or take this situation in which I'm placed in and get up and get my own
Ya da yer aldığım bu duruma katlanacağım ve ayağa kalkıp, kendim halledeceğim
I was never the type of kid to wait by the door and pack his bags
Asla, kapıda bekleyen ve kapı önünde çantası ile oturan
Who sat on the porch and hoped and prayed for a dad to show up who never did
Hiç ortaya çıkmamış babasının ortaya çıkması için umut ve dua eden bir çocuk olmadım
I just wanted to fit in at every single place every school i went
Ben sadece her gittiğim yere, okula uyum sağlamaya çalıştım
I dreamed of being that cool kid even if it meant acting stupid
Okulda ki şu havalı çocuklardan olmanın hayalini kuruyordum ki bunun anlamı aptalca davranmak olsa bile
Aunt Edna always told me keep makin' that face it'll get stuck like that
Edna teyzem bana daima derdi ki "bir yere sıkışmış gibi suratını böyle yapmaya devam et"
Meanwhile I'm just standin' there holdin' my tongue tryna talk like this
Bu arada sadece orada dikiliyorum dilimi ısırarak konuşmaya çalışıyordum(bu şekilde)
'Til I stuck my tongue on that frozen stop sign pole at eight years old
Ta ki, 8 yaşında iken, dilimi donmuş dur levhası üzerine değdirene dek
I learned my lesson then cause i wasn't tryna impress my friends no mo'
Dersimi aldım çünkü artık arkadaşlarımı etkilemeyi denemiyorum
But I already told you my whole life story
Ama zaten ben sana bütün hayat hikayemi anlatmıştım
Not just based on my description
Sadece betimlemeye dayalı olmayan
'Cause where you see it from where you're sitting
Çünkü oturduğunuz yerden bunu
Is probably 110% different
%110 farklı halde görüyorsunuzdur
I guess we would have to walk a mile in each other's shoes, at least
Sanırım en azından herbirimizin kendi yerimizden, bir mil yürümek zorunda kalacağız
What size you wear? I wear tens let's see if you can fit your feet
Kaç numara giyiyordunuz? Ben 41 numara giyiyorum. Ayağına olup olmadığına bi bakalım..
In my shoes, just to see
Benim yerimde olsaydınız,
What it's like, to be me
Ben gibi olmanın ne olduğunu görürsünüz
I'll be you, let's trade shoes
Ben de siz olacağım, hadi yerlerimizi değiştirelim
Just to see what it'd be like to
Sadece yer değiştirmenin ne olduğunu görmek için
Feel your pain, you feel mine
Ben senin acını hissedeyim, sen benimkini
Go inside each other's mind
Birbirimizin aklına girelim
Just to see what we find
Bir bakalım ne bulacağız
Look at shit through each other's eyes
Bu boka birbirimizin gözlerinden bakalım
But don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Ancak, güzel olmadığını söylemelerine izin vermeyin
They can all get fucked just stay true to you, so oh oh
Hepsinin canı cehenneme kendi doğrunla kal oh oh
So don't let 'em say you ain't beautiful, oh oh
Öyleyse güzel olmadığını söylemelerine izin verme, ah oh.
They can all get fucked just stay true to you, so oh oh
Hepsinin canı cehenneme kendi doğrunla kal oh oh
Lately I've been hard to reach
Son zamanlarda ulaşmak için çok serttim
I've been too long on my own
Kendi başıma çok fazla kaldım
Everybody has a private world where they can be alone
Herkesin birbirinden uzak yalnız kalabildikleri bir dünyası vardır
Are you calling me?
Bana mı sesleniyorsun?
Are you trying to get through?
Bana mı ulaşmaya çalışıyorsun?
Are you reaching out for me?
Bana mı uzanıyorsun
I'm reaching out for you?
Sanamı uzanıyorum ?
Yeah
Evet
To my babies
Bebeklerime
Stay strong
Güçlü Kalın
Daddy will be home soon
Babacık yakında evde
And to the rest of the world
Ve dünyanın geri kalanı
God gave you the shoes that fit you
Tanro size uyan ayakkabıları size verdi
So put 'em on and wear 'em
Bu yüzden onları giyin
And be yourself, man
Ve kendin ol adamım
Be proud of who you are
Kim olduğundan gurur duy
Even if it sounds corny
Klişe olsa bile
Don't ever let no one tell you
Kimsenin güzel olmadığını söylemesine
You ain't beautiful
İzin verme
Kaynak: musixmatch
En Popüler Şarkı Sözleri
- Michael Buble - It's A Beautiful Day (Türkçe Çeviri)
- Michael Buble - L.O.V.E. (Türkçe Çeviri)
- Ankaralı Coşkun - Ankara'nın Bağları
- Ferdi Tayfur - Bana Sor
- Def Leppard - Pour Some Sugar On Me
- Neşet Ertaş - Yolcu
- Modern Talking - Cheri Cheri Lady (Türkçe Çeviri)
- Elif Buse Doğan - Sen Bir Aysın
- Queen - We Will Rock You (Türkçe Çeviri)
- Shakira - Whenever, Wherever (Türkçe Çeviri)
- Neşet Ertaş - Haydar Haydar
- Lady GaGa - Bad Romance (Türkçe Çeviri)
- Yener Çevik - Hüznü Hecem
- Forgotten Tomb - DISHEARTENMENT
- Nejat Alp - Ayvanın İrisine
- Ugly Kid Joe - Mr. Recordman
- İzel - Çelik - Ercan - Bitmesin Bu Rüya
- İzzet Yıldızhan - Delilo
- Deniz Seki - Sana Sığınıyorum
- Sezen Aksu - Rakkas